Arş. Gör. Mustafa Bal tarafından yapılan sunumun giriş bölümünde; “Mihne” kavramının İslam düşünce tarihindeki yeri hakkında genel içerikli bilgiler verildi. Ardından seminer konusunun ana ekseni olan Horasan bölgesinin genel bir haritası üzerinde bölgenin coğrafî konumu ve başlıca şehirleri, 5./11. asırda bölgedeki mezhepsel görünüm ayrıntılı olarak anlatıldı. Horasan’da dönem itibariyle yaygın olan itikadî/siyasi ve amelî mezheplerden ve bu mezheplere mensup olan önemli alimlerden bahsedildi.

Sunumun birinci bölümünde “Tuğrul Bey Döneminde Mu’tezile ve Önemli Mu’tezilî Alimler” başlığı altında öncelikle geçmiş asırlarda yaşanan siyasal süreçler sebebiyle ciddî anlamda güç ve itibar kaybına uğrayan Mu’tezile mezhebinin hicrî 5. asırda Horasan bölgesinde kendisine alan açmaya çalışmasından bahsedildi. Mu’tezile’nin bu bölgede Zeydî ve Hanefî eğilimli düşünce hareketleri ile yakın/olumlu ilişkiler kurduğu; buna karşın Eş’arî-Şafiî birlikteliği ve özellikle de Hanbelîlerle yoğun çatışma içerisinde olduğu üzerinde duruldu. Bu başlık altında ayrıca bölgede etkili olan Mu’tezîlî alimler, onların görüşleri, eserleri ve mezhebin gelişimine katkıları detaylı bir şekilde anlatıldı.

İkinci bölümde “Vezir Kündûrî ve Mihne Süreci” başlığı altında, kendisi de bir Mu’tezîlî olan Selçuklu Veziri Amîdü’l-Mülk Kündûrî ve Eş’arî alimlere uyguladığı mihne hareketi anlatıldı. Bu bağlamda öncelikle Amîdü’l-Mülk Kündûrî’nin hayatı, devlet adamı kişiliği ve Büyük Selçuklu Devleti için tarihsel önemi üzerinde duruldu. Devamında Kündûrî’nin on yıllık vezaret vazifesi döneminde Eş’arî-Şafiî alimlere karşı giriştiği mihne uygulamaları hakkında ayrıntılı bilgiler verildi. Nihayet mihne sürecinin tamamlanmasının ardından, özellikle yeni Vezir Nizamülmülk’ün yoğun çabaları sayesinde bölgede Eş’arî düşüncenin nasıl güçlendiğinden ve en etkili mezhep haline gelişinde etkili olan başlıca saiklerden bahsedildi. Diğer taraftan yeni dönemle birlikte Mu’tezile’nin hızla güç kaybetmesine ve farklı bölgelerde tutunabilme adına giriştiği çabalara değinildi.

Sunumun son bölümünde Abbasî döneminde uygulanan mihne ile Selçuklu döneminde uygulanan mihne hareketi, bir tablo üzerinde mukayese edilerek farkları anlatıldı. Ve sunumda adı geçen önemli şahısların temsilî resimlerinden oluşan bir galeri gösterimi ile seminer tamamlandı.