“Üstatlarla Kariyer Söyleşisi” programı, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda 26 Mayıs 2022 Perşembe Günü saat 14:30’da gerçekleştirilmiştir. Söyleşide, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı Doç. Dr. Abdurrahman Altuntaş, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Berat Sarıkaya, Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Harun Geçer, Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Aydın ve Dr. Öğr. Üyesi Hızır Hacıkeleşoğlu söz sahibi olmuştur.
Söyleşi, Arş. Gör. Ayşe Aytekin’in kariyerin neliğini ifade eden takdim konuşmasının ardından Doç. Dr. Abdurrahman Altuntaş moderatörlüğünde devam etmiştir.
Söyleşide moderatörün girizgâh konuşmasını takiben ilk sırada söz hakkına sahip olan Doç. Dr. Berat Sarıkaya, kariyerine ve meslek tecrübelerine dair açıklamalarının yanı sıra bölüm tanıtımı, lisans eğitimi, eğitim ve öğretimde hedef kitle, başarı oranı, kimlik kazanımı, ilahiyatçılık unvanı ve sorumluluğu, Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yök bünyesindeki iş imkanları, bu işlerin avantajları ve dezavantajlarına yönelik samimi açıklamalarda bulunmuştur. Sarıkaya, ilgi, arayış, merak, heves, yönelim, öncelikler, kişisel tercihler ve diğer şartların meslek seçiminde önemli kriterler olduğunu belirtirken ilahiyatçı kimliğe sahip bir bireyin okuma-yazma-araştırma-örnek olma görev ve misyonunun hayat boyu devam ettiğine işaret etmiştir. Öğretmenliğin sevgi ve emek işi olduğunu vurgulayarak öğretmenlik sürecinde -nicelikten- bütünün menfaatinden öte nitelik ehemmiyetinin başarı yolunda önemli bir dönüm noktası olduğunu söylemiştir.
Söyleşide ikinci sırada söz hakkına sahip olan Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Aydın, kariyer dersinin önemine, etkinliklerine, çeşitli platform ve akademik çalışmalarda öğrencilerin rol alması gerektiğine değinerek çeşitli kurumlardaki meslekî tecrübelerini anlatmıştır. Ayrıca şahsî deneyim, tecrübe ve kazanımlarının ardından öğrencilerin gelecek hayatına yönelik tavsiyelerde bulunmuştur. Aydın, kişinin kendisini tanıyarak meslek seçiminde bulunması ve bireyin her ne meslek grubu içerisinde yer alırsa alsın -meslek ayrımında bulunmadan- o mesleğin görevlerini kaliteli bir biçimde yapması gerektiğini ifade etmiştir. İlahiyatçının malzemesinin “insan” olduğunu söyleyerek insanın daima gelişim ve çaba içerisinde bulunmasını tavsiye etmiştir. Sözlerine Ra‘d Sûresi 11. âyette yer alan “Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz.” ifadeleriyle devam ederek kişisel gayretin ve toplumsal dönüşümün ancak çok okumakla mümkün olduğunu belirtmiştir. Öğrencilik boyunca ve meslek edindikten sonraki süreçte –zaman ve mekan ayrımı olmadan- planlı, gayretli ve disiplinli çalışarak, her ay en az 2 kitap okuyarak, alana hakim olarak, en az 2 yabancı dil bilerek aranan isim olunabileceğini aktarmıştır. Kutsal ifadelerde olduğu gibi hayattaki en önemli emrin “Oku!” olduğunu hatırlatarak sözlerine son vermiştir.
Söyleşide üçüncü sırada söz hakkına sahip olan Dr. Öğr. Üyesi Hızır Hacıkeleşoğlu, diğer görev yerine yakın bir zamanda gideceğini ve fakülteden ayrılacağı için üzgün olduğunu belirterek konuşmasına başlamıştır. Kariyer gelişimine psikolojik bir bakış açısıyla yaklaşmanın doğru olacağını söyleyerek meslek hayatının kişinin anlam merkezinde yer alması durumunda başarının kaçınılmaz olduğunu vurgulamıştır. Hacıkeleşoğlu, Viktor Frankl’ın “anlam teorisi”ni açıklayarak anlam varsa her şeyin var olacağını, anlam yoksa hiçbir şeyin var olmayacağını, her meslek grubunun müstakil olarak biricik ve değerli olduğunu, bu mesleklerin anlam merkezinde bulunmayı hak ettiğini, kişinin önce kendisini inşa ederek başkalarını inşa edebileceğini, bunun da kişinin kimliğini tanıması ve bu kimlikle barışmasından sonra mümkün olduğunu ifade etmiştir. O, meslek hayatında kısa dönemlik ve uzun dönemlik ideallerin bulunması gerektiğini ve bu ideallerin kişinin başarısına hizmet edeceğini aktarmıştır.
Söyleşide dördüncü sırada söz hakkına sahip olan Dr. Öğr. Üyesi Harun Geçer, öğretmenlik tecrübesinde başarısızlık nedenlerini sorguladığında şu üç sebebe ulaştığını söylemiştir:
1. Çalışmamak
2. Plan yapmamak
3. Zeka eksikliği
Üniversite ortamının, hayatın tüm kaygılarından, sorunlardan, ev ve aile ortamından, ciddi sorumluluklardan uzak bir şekilde gelişim için alan yaratan ve devletin sağladığı bir imkan olduğunu belirten Geçer, tecrübelere kulak verilmesi gerekliliğini, her yanlışı bizzat deneyimlemenin vakit kaybı olduğunu, çalışma ortamını bozacak unsurlardan uzak kalınması zorunluluğunu, ertelememenin ve başka sebeplerin çalışmaya engel olmaması gerektiğini ifade etmiştir. Haftalık, aylık, altı aylık ve yıllık planlarla çalışma düzeninin oluşturulmasına ve içsel motivasyonla beraber ciddi ve sürekli çabanın başarıyı getireceğine işaret etmiştir. Zeka eksikliğinin fakülte öğrencileri için geçerli bir sebep olmadığını söyleyen Geçer, bu görüşünün delilinin onların fakültedeki kaydı, konumu, başarısı ve eğitim hayatlarının devamı olduğunu vurgulamıştır.
Konuşmacılardan sonra moderatör Doç. Dr.Abdurrahman Altuntaş, fakültedeki sıcak ve ailevî ortamdan, sahici hocalardan ve hocaların desteği, rehberliği ve öğrenciyle gerçek iletişiminden bahsederek bu imkanların öğrencilerin faydası için daima var olacağını aktarmıştır. Soru-cevap bölümünün ve katılımcıların veda konuşmalarının ardından program sona ermiştir.
Haber: Arş. Gör. Ayşe AYTEKİN