İlahiyat Fakültesi tarafından 15 günde bir düzenlenen seminer programının bu haftaki konuğu Gümüşhane Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü öğretim üyesi Dr. Aslı Üner Kaya oldu.
Aslı Üner Kaya'nın sunduğu seminerde, düşünce deneylerinin teorik sorgulamadaki yeri ve felsefi düşünce tarihindeki önemi ele alındı. Seminerde, zihinsel düzlemde kurgulanan deneylerin empirik yöntemlere kıyasla daha yüksek bir ikna gücüne sahip olduğu vurgulandı.
Düşünce deneylerinin yalnızca modern bilimle sınırlı kalmadığı, köklerinin Antik Yunan ve İslam düşüncesine kadar uzandığı ifade eden Üner Kaya, bu bağlamda, İbn Sina’nın "Uçan Adam" deneyine özel bir yer ayırdı. Üner Kaya, bu deney aracılığıyla İbn Sina'nın nefsin (benliğin) beden dışında da var olabileceğini savunduğunu aktardı. Dış dünyayla hiçbir teması olmayan bir insanın kendi benliğinin farkında olacağını öne süren bu deneyin, ruh-beden dualizmi anlayışının önemli bir felsefi temeli olduğunu ifade etti.
Kaya ayrıca, İbn Sina’nın ruh anlayışının hem tıbbi hem de felsefi yönlerini ele alarak nefsin mahiyetinden önce varlığına dair yaptığı yorumlara dikkat çekti. Uçan Adam deneyinin, ruhun bilinçli varlığını kavramak için bedene ihtiyaç duymadığı fikrini ortaya koyduğu belirtildi.
Seminerde, İbn Sina ile Platon’un benzer ve farklı yönleri de karşılaştırıldı. Her iki düşünürün de ruhun doğası üzerine derinlikli fikirler ortaya koyduğu, ancak bu fikirlerin farklı metafizik temellere dayandığı vurgulandı.
Son olarak, İbn Tufeyl’in “Hayy bin Yakzan” adlı eserine de değinilerek, bu metnin hakikat arayışını merkeze alan ilk düşünce deneylerinden biri olarak değerlendirildiği ifade edildi.
Düşünce deneylerinin, yalnızca bilimsel değil, felsefi ve etik tartışmalarda da güçlü bir araç olarak varlığını sürdürdüğü seminerde altı çizilen temel mesajlardan biri oldu.