“İslam Düşüncesinde İmam Gazzâlî’nin Yeri” başlıklı panel gerçekleştirildi.

       Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bünyesinde panel gerçekleştirildi. 24 Nisan Çarşamba günü saat 15.00’da gerçekleştirilen “İslam Düşüncesinde İmam Gazzâli’nin Yeri” başlıklı panelde Arş. Gör. Ömer Faruk Işık moderatörlüğünde Arş. Gör. Mustafa Bal, Arş. Gör. Furkan Ustakurt, Arş. Gör. Hakan Sari ve Arş. Gör Said Saygılı tarafından sunumlar gerçekleştirildi. Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği panele İlahiyat Fakültesi akademisyenleri ile öğrencileri iştirak etti.

       Panelin açılış konuşmasını yapan İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selami Şimşek, fakülte kapsamında daha önce gerçekleştirilen konferanslar, seminerler ve paneller gibi çeşitli programlardan bahsederek gelecek dönem gerçekleştirilmesi temenni edilen programlara değindi.

       Panelin başlangıcında moderatör Arş. Gör. Ömer Faruk Işık tarafından Hüccetülislâm, Zeynüddin gibi lakaplarla anılan Gazzâlî’nin İslam düşünce tarihindeki yerinin öneminden bahsedildi. Gazzâlî’nin kısa sayılabilecek bir ömür içerisinde pek çok eser bırakan üretken bir âlim olduğuna değinildi. Onun hakikat arayışı içerisinde geçen ömrünün; dönemin siyasi ve sosyal havası gibi çalkantılı bir süreç olduğu ifade edildi. Dönemindeki bilim dalları üzerinde derin bir vukufiyeti olması yanında, onları ele alırken eleştirel bir metodoloji benimsemesinin önemli olduğu ve bu yaklaşıma bugün de ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

       Arş. Gör. Mustafa Bal tarafından “Kelamın Yöntemsel Dönüşüm Sürecinde Gazzâlî Etkisi” başlıklı ilk sunum gerçekleştirildi. Bal sunumunda Eşarî kelamında mütekaddimun döneminden müterahhirun dönemine geçişte yaşanan metodolojik kırılmada Gazzâlînin rolünden bahsetti. İlk dönem kelamcılarının kullandıkları yöntemlerin kelamî meselelerde nasıl uygulandıklarına ve Gazzâlî’nin bu yöntemleri hangi açılardan eleştirdiğine temas edildi.  Gazzâlînin kelam ilmi için mantık ilke ve kaidelerini bir metodoloji olarak belirlemesinin altında yatan sebepler üzerinde duruldu. Gazzâlî’nin filozoflarla ilgili eleştirisinin yönüne dair önemli noktalara işaret edilerek; bu eleştirilerin bir felsefe eleştirisi olarak algılanmasının yanlışlığına dikkat çekildi. Son olarak; Gazzâlî’nin gerek yöntem, gerekse içerik olarak kelamın dönüşümünde yaptığı katkılar ve müteahhirun dönemi kelamcılarına etkileri izah edilerek sunum tamamlandı.

       Panelin ikinci konuşmacısı Arş. Gör. Said Saygılı, “Mantıksal Muhâkeme ve Gazzâlî” başlıklı sunumu gerçekleşirdi. Saygılı tarafından İslam dünyasına aktarılan mantık ile Müslüman bilginlerin bir yöntem olarak kullandığı mantık ilminin metafizik ön kabuller sebebiyle aynı olmadığı ifade edildi. Aristoteles’in bir yöntem olarak vazettiği mantık ile Gazzâlî tarafından benimsenen ve İslami ilimlerde bir yöntem olarak vaz edilen mantığın esasları itibariyle neden farklı olduğu ve neden farklı olması gerektiği üzerine duruldu. Modern dönemde Gazzâlî hakkındaki yaygın kanaatlerin hatalı ve eksik yanlarına konuşma süresince atıfta bulunuldu. İmam Gazzâlî’nin bilgi teorisi onun tüm ilim dalları hakkındaki fikirlerini hesaba katarak kolektif bir biçimde açığa çıkarılmaya çalışıldı. Son olarak İmam Gazzâlî’nin İslâmî ilimlere bir yöntem olarak teklif ettiği mantık disiplininin Aristotelesteki formundan çok farklı olduğu; meşrulaşan bu mantığın metafizik ön kabulleri de göz önüne alarak insani epistemik alan içerisindeki yöntemlerden bir yöntem olarak ortaya konulduğu anlatılmaya çalışıldı.

       Panelin üçüncü sunumunda Arş. Gör. Hakan Sari “Gazzâlî’nin Yaşadığı Dinî Dönüşümün Psikolojik Süreçleri” başlıklı konuşmasını gerçekleştirdi. Gazzâlî’nin hayatını yaşamış olduğu kriz üzerinde bir okumayla üç döneme ayıran Sari, bu dönemleri kriz öncesi dönem, kriz dönemi, kriz sonrası dönemlerden oluştuğunu belirtti. Gazzâlî gibi bir şahsiyetin hayatında geçirdiği böylesi bir dönemin dinî dönüşümün temel dinamiklerini anlama açısından büyük önemi haiz olduğu belirtildi. Gazzâlî’nin kendi ifadeleriyle kriz öncesi dönemin Gazzâlî için bir taklit dönemi olduğuna ve bu taklit döneminde kendisinde fıtrat olarak sahip olduğu sorgulayıcı mizacı dolayısıyla sıyrılabildiğine değinildi. Ayrıca krizle başa çıkmada Gazzâlî’nin duaya başvurduğu, duanın böyle bir süreçte nasıl bir yardımcı unsur olabileceğine dikkat çekildi. Gazzâlî’nin yaşadığı bu üç dönemde geçirdiği çeşitli psikolojik evreler olan sorgulama, arayış, gerilim, çatışma, karar, yeni dinî yaşayış biçimi ve iç huzur evreleri değerlendirilerek sunum sonlandırıldı.

       Panelin son sunumu Arş. Gör. Furkan Ustakurt tarafından gerçekleştirildi. Ustakurt “Gazzâlî’de Kurtarıcı Bir Disiplin Olarak Tasavvuf” başlıklı sunumunda el-Munkız mine’d-Dalal adlı eseri merkeze alarak iki ana başlık halinde İmam Gazzâlî’nin tasavvufu İslam düşüncesine bir kurtarıcı olarak sunduğundan bahsetti. Sunumda ilk olarak Gazzâlî’nin hayatında kırılma noktası olan kriz/bunalım döneminin öncesinde ve sonrasında tasavvufla ilişkisi anlatılmıştır. Bu manada kriz öncesi dönemde Gazzâlî’nin ailesinde tasavvufun yeri ve çağdaşlarının şahitliğiyle kendisinin mürid-mürşid ilişkisi üzerinde durulmuştur. Kriz sonrası dönem için de İmam’ın okuduğu tasavvuf kitapları, uzlet ve halvette tecrübe ettiği manevi haller ve yazdığı eserlerinde tasavvufî muhtevanın ne derece etkili olduğuna kısaca temas edilmiştir. İkinci olarak ise İmam’ın tasavvufa verdiği bu değerin tasavvuf tarihi içerisinde ne ifade ettiği üzerinde durulmuştur. Özellikle tasavvufun yönteminin meşru şekilde ifade edilmesi ve kendisinden sonraki ilimlerin tasnif edildiği kitaplarda bir fırka olarak tasavvufun yer alması ön plana çıkan iki etki olmuştur. Son olarak bu hususlarda daha ayrıntılı okuma yapmak isteyenler için Gazzâlî’nin eserlerinde tasavvufî etkinin hangi bağlamda görülmekte olduğuna işaret edilerek sunum tamamlanmıştır.

       Sunumların ardından soru-cevap bölümüne geçildi. İlk soruları yönelten moderatörün ardından panelistlerin soruları yanıtlamasıyla program sona erdirildi.